22 Mart 2014 Cumartesi

ormanda bir kuş yuvası: "nido"


Robin Falck Finlandiya, Helsinki doğumlu genç bir tasarımcı. Yukarıda görülen bu minik, sade ama özgün kulübe de onun tasarımı. 2010’da kendi “mekanını” yapma isteğinin doğmasıyla başlamış macerası, aslında bir kafa dağıtıcı kaçamak yeri de diyebiliriz. Ilk once içinde yaşamak isteyeceği doğa parçasını bularak işe başlamış. “bu küçük alanı maksimum kullanabilmek istiyordum” diyor, tam da burada tasarımcı yanı işin içine girmiş elbette. Yapımında yalnızca yerel malzemeler (Finlandiya’da bu, çoğunlukla ahşap oluyor) ve geri dönüşümlü malzemeler kullanarak tamamen kendi elleriyle inşa etmiş burayı.
Inanması zor belki ama bir hafta sonra gelecek eksikler hariç iki hafta sürmüş tüm inşa süreci. Bir önceki yazım da tesadüfen finlandiya’daki bir kulübe üzerineydi ve orada da sözü geçtiği gibi; bu coğrafyada gün ışığı ekstra önemli. Robin de pencerelerin açısını, maksimum güneş ışığını içeriye alabilecek şekilde ayarlamış. “üstelik gece yıldızları da görebiliyorsunuz” diyor sayfasında macerasını anlatırken. Bir başka deyişle içinde bulunduğu doğanın tadını tam anlamıyla çıkarabileceği bir tasarım ortaya koymaya çalışmış. Bunu da başarıyla tamamlamış bana kalırsa. Giriş katında bir mikro-mutfak bulunuyor, kalan alan oturmak üzere değerlendirilmiş. Içatı katı ise yatmak için kullanılıyor.
Falck, doğaya değer veren, onun kıymetini bilen şahane insanlardan biri. Yapıda doğal, yerel ve geridönüştürülmüş malzemeler kullanmakla kalmamış yalnızca, o yuvayı oraya yaparken, içinde bulunduğu doğaya sanki bir bebekmiş gibi kıymet vermiş. Diyor ki; “Yapı, yerel ve geri dönüştürülmüş malzemelerle inşa edildi ve tüm bunları oraya tek tek ellerimle taşıdım. Çünkü doğanın el değmemiş kalmasını istiyordum. Işimi bitirdiğimde evin adını 'Nido' koydum.” "Nido" italyancada “kuş yuvası” anlamına geliyor. tüm bunları sayfasında o kadar sade, o kadar abartmadan dile getirmiş ki takdir etmemek elde değil.
Bana kalırsa nido'nun başarısı; hem içinde olduğu doğaya minimum müdahale edip, hem de konforlu ve huzurlu bir zaman dilimi vadedebilmesi. Genelde düz hatlı tasarımları çok yakın bulmamama ragmen, “şimdi orda olsam” hissini öyle güzel veriyor ki, görür görmez bunu hemen yazmalıyım dedim..
Bu kadar az maliyetle, doğaya bu kadar az müdahale ederek, tek başına bu şahane kuş yuvasını yaptığı için ellerine sağlık Robin Falck’ın.
*fotoğraflar: robin falck'ın websitesi'nden alınmıştır.

20 Mart 2014 Perşembe

Finlandiya ormanlarında bir elf kulübesi: "elaman puu"



Burası Heidi Vilkman’ın “Elaman Puu” (Hayat Ağacı) adındaki küçük kulübesi. Tamamen el yapımı, iş makinelerinden ve yapay olan her şeyden uzak tutulmuş; doğaya uyumlu bir anlayışla ve içinden geldiği gibi inşa edilmiş küçük bir yuva aslında. Sanat eseri gibi, bir heykel gibi daha çok.. içinde yaşanabilir bir heykel. Pek çok ekolojik inşa tekniğini kullanarak gerçekleştirilmiş bir hayal.. Tüm malzemeler yerel ve tamamen ekolojik.


Heidi’nin işe başlangıç noktası öncelikle çevrede kullanabileceği “doğal yapı malzemeleri”ni keşfe çıkmak olmuş. Finlandiya’nın doğası gereği ahşap malzemelerde sıkıntı çekmediği gibi, kil de ana malzemelerinden biri olmuş.


Aslında kulübenin fotoğraflarına baktığımızda pek de sürpriz değil ama Heidi aslında bir sanatçı. Sanatsal yanını da rahatça evine yansıtmanın üzerinde özellikle durmuş bu yüzden. Tam da bir sanat objesi gibi davrandığını rahatça söyleyebilirim, Önce taslakları çizip, kendisi ve oğlu için nasıl bir yaşam alanı inşa edeceğini kağıt üzerinde tasarlamış.


Kulübesinin inşasında kesinlikle beton kullanmak istememiş.  Temelde taş kullanmış. Kullandığı büyük kütükler de katrana bulanıp bu zemine oturtulmuş. 


Duvarların alt kısmı earthbag denilen içi toprakla doldurulmuş küçük çuvalcıklarla yapılmış. Üzerinde ise yine kütükler ve samanlı kısım (daha önceden cob evlerde sık sık bahsetmiştim) bulunuyor. Iki tabaka arasında da huş ağacının kabuğu, bir yalıtım malzemesi olarak kullanılmış.



Earth bag’lerden oluşan alt kısmın yağmur suyundan korunması için sonrasında etrafına taşlarla oluşturulmuş bir kat daha örülmüş.
Kulübenin çatısı, ahşap iskeletten oluşuyor, aslında tam olarak kenet sistemiyle yapılmış. Böylece kendi kendini sağlam tutan bir çatıya sahip olabilmiş.


Çatıda içerinin daha rahat gün ışığı alabilmesi için dairesel bir boşluk bırakılmış. Böylece güneş ışığı, doğrudan evin içine ulaşabiliyor. Finlandiya gibi bir coğrafyada bu, çok önemli olmalı. 


Çatının ana iskeleti yine toprakla örtülmüş, şimdi üzerinde bitkiler yetişebilen bir çatısı var. hani diyoruz ya “başımı sokacak bir çatı olsun yeter”; işte Heidi bu hayali bir tık daha ileri taşıyıp, başını sokabileceği yemyeşil bir çatıyı kendi elleriyle inşa etmiş.


Tüm bunlardan sonra geriye evi “bezemek” kalmış. Heidi de belli ki, bu konuda çok yetenekli biri. Gerçekten en nihayetinde bir masal evi yaratmayı başarmış.


Hayat Ağacı’nın inşa sürecini, başından geçenleri, adım adım neler yaptığını kendi sitesinde “neredeyse sonsuz bir yolculuk” başlığı altında ayrıntısıyla anlatıyor.
Bloğun en tepesinde yazıya şöyle başlamış:
“bu blog, hayallerimi takip ederek Finlandiya’nın kuzeyindeki bir ormanda küçük; tamamen kendi ellerimle, arkadaşlarımın yardımıyla, mümkün olduğunca az para harcayarak ve yalnızca doğal-yerel malzemeler (saman, ahşap ve kil) kullanarak bir eko-kulübe inşa edişim hakkında.”



Keşke blogdaki tüm bu inşa sürecini aktarabilsem, ama muhtemelen o durumda bitmeyen bir yazı olurdu. O yüzden tavsiyem, mutlaka bir göz atın. Yeni doğum yapmış, küçük bir oğlu olan bir annenin tek başına –arkadaşlarının ve ailesinin desteğiyle ama yine de tek başına- büyüttüğü bir hayali orada çok daha iyi görebileceksiniz. Bu arada bir not: burası oldukça küçük ve coğrafya gereği zor yaşanabilir bir yer. Heidi Finlandiya’da yaşamıyormuş, ama orada gelip gittikçe güzel günler geçirebileceği, kendi kendini büyüten doğal bir yuvası var. onun sözleriyle bitireyim: “mevsimler gelip geçecek ama umuyorum ki benim küçük kulübem, tüm bu zamanda hayatımın ve içinde doğduğu manzaranın bir parçası olarak  hep ayakta kalacak. Bozulsa, yıkılsa ya da yaşasa da bunu hep kendisini çevreleyen doğa ile birlikte yapacak.”





*fotoğraflar www.naturalhomes.org ve cobdreams.blogspot.com'dan alınmıştır.