Gezi direnişi başladı başlayalı hayatımızda çok çalkantılı
dönemler geçirdik hep birlikte. blog da yazılardan mahrum kaldı. o yüzden
dönüşü, bir işgal alanı Christiania ile yapmak istedim. Christiania,
Kopenhag'ın orta yerinde taa 1971'de çevre halkı tarafından alternatif ve daha
yeşil bir yaşam için işgal edilmiş ve günümüze kadar bu yaşamı sürdürebilmiş
bir kasaba. Artık özerk bir yönetime kavuşabilmiş ve kendi kurallarıyla kendi kanunlarıyla,
bugün durduğumuz yerden hevesle bakabildiğimiz bir yaşamı başarıyla
oturtabilmiş bir komün.
Christiania’nın çalkantılı tarihi 1971’de bir grup insanın,
önceleri askeri alan olarak kullanılan ve terk edilmiş barakaları çevreleyen
tel örgüleri aşıp bu alanı işgal etmesiyle başlamış. Talepleri; bölgenin
çocukların da oynayabileceği, yetişkinlerin de vakit geçirebileceği bir yeşil
alan olarak kullanılmasıymış. Aynı yıl, alternatif bir gazetede, buradaki terk
edilmiş barakaların, maddi yetersizlikler nedeniyle genç insanların
yaşayacağı evler olarak kullanılabileceği üzerine bir makale
yayımlanmış. Makale, çevrede bulunan ve komün hayatına dayalı farklı bir
yaşam dileyen, özgürlük isteyen insanların bölgeye akın etmesine neden olmuş.
Bu büyük talebin önüne geçemeyen devlet ve bölge yerleşimcileri, bu alanı
tanımak zorunda kalmış. Makalenin yazarı Jacob Ludvigsen, aynı yıl bu kendi
kendini yöneten komünün açılışını yapmış.
Öyle bir kararlılık ve başarıdan söz ediyoruz ki kırk yılı aşkın
süredir bu insanlar orada yaşıyorlar, sayıları yaklaşık 1000’i buluyor ve kendi
imkanlarıyla burada alternatif bir yaşamı sürdürebiliyorlar. tam 34 hektarlık bir alan! İşin en güzel
yanlarından biri de bu alanın, başkentin merkezine çok yakın olması, kesinlikle
gözardı edilebilir, izole bir yerde değil. Aksine neredeyse kentin göbeğinde
diyebiliriz.. Avrupa’nın neredeyse en tutarlı ve bugüne kadar başarıyla ayakta
durabilmiş tek hippi hareketi denebilir bu yüzden.
Christiania sakinleri, evlerini tamamen kendileri tasarlamışlar.
Evler için kendi aralarında komüne giden kiralar ödüyorlar, su ve elektrik
içinse belediyeye ödeme yapıyorlar. Geçimlerini ise kendi restoranları, kendi
üretimleri bisiklet ve diğer malzemelerle yapıyorlar. Evlerin ve kasabanın
fotoğraflarına bile bakmak -şahsen beni- çok fazla heyecanlandırıyor. İçerideki
yaşam ruhu, duvarlara, yollara, tabelalara, her ama her şeye yansımış! aksi de
mümkün değil sanırım..
Kendi elleriyle dönüştürdükleri barakalar gerçekten insana yaşam
enerjisi verecek türden. İçinde bulunan göl ve yeşillikler, hem yetişkinler hem
de çocuklar için şehrin ortasında keyifle vakit geçirebilecekleri bir alan.
Turistler için olduğu kadar, alternatif gösteriler, sergiler, konserler ve paneller için de bir çekim noktası.
Yine de elbette bu işgal süreci yaşadığı 40 yıl süresince çeşitli
sorunlarla başa çıkmak zorunda kalmış. Yasadışı maddeler satıldığı gerekçesiyle
güvenli olmadığı yolundaki söylentiler, hükümet ve belediyeyle yaşanan idari
çatışmalar gibi sorunlar elbette olmuş. Fakat 2011’de, bölgenin ele
geçirilmesinin 40. Yıldönümünde, komün bölgeyi satın alarak legal bir noktaya
taşımış kendini.
Chsirtiania yapımı özel bisikletler |
Peki bölgede başka neler yapılıyor?
Meditasyon ve yoga Christiania sakinlerinin en popüler aktivitelerden.
Danimarka ve İsveç çapında meşhur Solvognen isimli bir tiyatro grupları var.
Pek çok malzemeyi elleriyle üretip hem kişisel kullanım, hem de satış için
kullanıyor, böylece gelir elde ediyorlar. kendi içlerindeki güvenlik
kurallarını ve denetimi de başarıyla sağladıkları için bu topluluk, bugün
Danimarkalılar arasında başarılı bir sosyal deneyim olarak addediliyor.
Danimarka yönetiminin kurallarını geçerli saymıyorlar, bu yüzden tüm sorumluluk
ve dolayısıyla başarı da bölge yerleşenlerine ait.
Christiania’daki işletmelerse şöyle:
Byens
Lys
Yerel sinema ve konferans salonu
Christiania
Bikes
Ünlü Christiania ve Pedersen bisikletlerinin
üretildiği dükkan.
Christiania
Børneteater/Christiania Jazz Club
Caz klüp.
Christiania
Merchandise
Hediyelik eşya dükkanı
Christiania
Radio
Yerel radyo istasyonu
Christiania
TV
Yerel televizyon istasyonu
Grønsagen
Organik sebze meyve marketi ve küçük bir büfe
Indkøbscentralen
Fair trade ve organic ürünlerin satıldığı,
2000’I aşkın organic ürünle Danimarka’nın alanında en iyi olan marketi.
Morgenstedet
Organik ürünlerle yapılan yemeklerin servis
edildiği vejeteryan restoran.
Kvindesmedien
Kadın demirciler dükkanı
Musikloppen
1973’te caz klübü olarak kurulmuş ve sonrasında
popüler bir yer haline gelmiş müzik salonu. Underground toplulukların sahne
aldığı, 450 kişiye kadar alan alternatif bir buluşma noktası.
Nemoland
Kafe olarak da kullanılan ve açıkhava
müziklerinin yapıldığı alan
Operaen
Christiania’nın meşhur Pusher Caddesi’nin
sonunda bulunan gece klübü ve konser alanı.
Optimisten
Marangoz.
Spiseloppen
Restoran
Sunshine
Bakery
7-24 açık bir fırın.
The
Gray Hall
Christiania’nın en büyük konser salonu. Aynı
zamanda büyük toplantılar ve alternative sergiler için de burası kullanılıyor.
The
Green Hall
Christiania’nın el yapımı ürünlerinin satıldığı
dükkan. Aynı zamanda küçük bi rev inşa etmek için tüm malzemeler burada bulunabiliyor.
Woodstock
Yerel pub.
Tahmin edebileceğiniz gibi,
Christiania'nın kendi bayrağı da var. Kırmızı zemin üzerine 3 tane sarı nokta.
bu üç sarı nokta, ismindeki i harflerini temsil ediyor. Renkler ise özellikle
seçilmemiş, daha önce askeri barakalarda bırakılmış ve o sırada bol bulunan
renkler olduğu için sarı ve kırmızıyı seçmek durumunda kalmışlar :)
Aynı
zamanda resmi olmayan bir marşları da var, 1976'da Tom Lunden'in grubu Bifrost
isimli grubun söylediği I kan ikke slå os ihjel (Bizi
Öldüremezsiniz), bölgenin resmi olmayan marşı haline gelmiş zamanla.
Bizim burada sürekli maruz kaldığımız devlet
ve polis terörüne karşın Danimarka’da böyle bir alanın bu kadar kolay
kurulabilmiş olmasına sırf “nezih bir kuzey ülkesi” olduğu için şaşırmıyor
olabiliriz ama maalesef hiçbir şey o kadar kolay elde edilmiyor. Kurulma
aşamasında yaşanan ve sürekli devlet tarafından taciz bahaneleri bulunmasının
yanısıra, neredeyse 40. Yılına yaklaştığı 2007 yılında ciddi bir baskına maruz
kalmış Christiania. 14 Mayıs 2007’de Devlet Orman ve Doğa Ajansı (governmental Forest and Nature Agency) yıkım için
Christiania’ya girmiş. Yolları kamyonlarla kapayan yıkımcıların ardından çok
sayıda polisin de içeri girmesiyle çatışmalar başlamış. Polislere taş ve havai
fişek atan, barikat kuran Christianialılara karşı gaz bombaları kullanılmış.
Sabaha kadar süren çatışmalarda yerleşimciler ciddi bir direniş sergileyince
polis geri çekilmek durumunda kalmış (ilk geri çekilme ise, içlerinden birinin
gizlice polisin ardına geçip polislere dışkı dolu torbalar atmasının ardından
olmuş :)). Fakat baskının ardından içeriden ve dışarıdan 50 kişi
tutuklanmış.
Bu gibi buralara nispeten çok daha hafif yaşanan pek çok soruna
rağmen, bana kalırsa dile kolay 40 yıldır böyle bir komünün avrupa'nın
ortasında sürdürülebiliyor olması hayal gibi. Rengarenk, kendi kendine yeten ve
kendi içlerinde hiçbir sorun yaşamadan mutlu mesut hayatlarına devam
edebilmeleri bana neverland gibi geliyor. Yalnızca fotoğraflarını görmek,
videolarını izlemek şansı sayesinde kabul edebiliyorum gerçeği. Demek
olabiliyor, demek kararlılık ve azim gerçekten en önemli şey, DEMEK BİZ DE
YAPABİLİRİZ!
umarım o günleri de hep birlikte, çok da uzakta olmayan bir
gelecekte göreceğiz.
o zaman gelip de tarihe kendi fotoğraflarımızı, kendi eserlerimizi kazıyacağımız dileklerimle..
Süper, süper, süper!!!
YanıtlaSilGerçekten de demek olabiliyor. Mücadeleye devam.
aynen! çok heyecan verici! :)
YanıtlaSilaynı şekilde düşünüyorum, gezide yaşadıklarımızı ve belki de yaşayacaklarımızı çağrıştırıyor christiania, dünya için mevcut devlet düzenleri için muhteşem bir alternatif örneği. Siz de detaylıca çok güzel anlatmışsınız, okudukça yine heyecanlandım :)
YanıtlaSilevet, bu gibi deneyimlerden haberdar olabilmek bile keyif verici, kaldı ki öğrenilecek çok şey çıkabiliyor. o yüzden ben de çok heyecanlanmıştım, çok teşekkür ederim :) umarım biz de böyle yıllarca tarihe yazılacak işler yapmayı başarabiliriz :)
Sil