“mimarlık fakültesinde, hayali müşteriler
için, asla var olmayacak ve detaylarını bile tam olarak anlamadığım binalar
çizmekten yorulmuştum. Ellerimle çalışmayı, detayları doğrudan keşfetmeyi, ve
tam boyutta çalışmanın, üretmenin tadını çıkarmayı istedim. Bitirme projem için
bir okul servisi almaya ve onu küçük bir yaşam alanına dönüştürmeye karar
verdim.” diye anlatıyor macerasının başlangıcını. Bu arada danışmanı Adam
Marcus’u minnetle anmadan da geçmiyor, çünkü fakülte için böyle sıradışı ve
gerçek ebatlarda çalışılmış bir projeyi kabul ettirmekte Hank’e çok yardımı
dokunmuş.
Craiglist’ten 3000 dolara satın aldığı
bu eski otobüs, iyileştirme çabalarıyla 6000 dolara malolmuş. Projenin büyük
kısmı 15 haftada tamamlanmış. Anlattığına göre; ilk yedi hafta tamamen prototip
oluşturma ve tasarım aşamasıyla geçmiş. Sonrası ise daha kolay olmuş anlaşılan.
Hank, projesini; bir yanıyla insanlara
var olan bir şeyin nasıl dönüştürülebileceğini göstermek ve diğer yanıyla da
mimarlık öğrencilerinin gerçek boyutta, gerçek malzemelerle çalışmasının ne
kadar önemli olduğuna dikkat çekebilmek için anlamlı buluyor. ki katılmamak
elde değil.. Sitesinde projeyle ilgili yazdığı yazıda, temel bazı fizik
kurallarını bile bilmeyen mimarlık öğrencileri olduğunun altını çiziyor.
Elbette bu kadar pratikle ilgili bir mesleğin, bu kadar kağıt üstünde
öğrenilmesi –ya da maketlerle- nedeniyle, bunlar şaşılacak bilgiler
değil..
Projenin kendisine gelecek olursak..
otobüs temel olarak dört bölümden oluşuyor; banyo-tuvalet, mutfak, oturma
bölümü ve yatma bölümü. Bu alanlar birbirinden herhangi bir ayırıcıyla değil,
eşyaların yerleşim biçimiyle ayrılmış.
Kendi web sayfasından aldığım tüm fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla bir otobüs ancak bu kadar işlevsel kullanılabilir! Ortaya çıkan şeyin bu kadar ferah olmasına şaşırdım çünkü, her ne kadar eski geniş bir otobüsse de.. neticede bir otobüs! oturma alanı, özellikle de yatma alanı çok işlevsel. her detayıyla öyle. iki tek kişilik yataktan oluşan yatak odasının mobilyaları, her kısmı değerlendirilerek çok pratik ve işlevsel bir tasarımla üretilmiş. gerekirse birleştirilip daha geniş bir yatak elde edilebiliyor. oturma alanının rahatlığınaysa belli ki diyecek yok.
Her şey oldukça sade ama bir o kadar işlevsel düşünülmüş. Gözümü tırmalayan tek şey otobüsün dış kısmı, o gri kısım oldu. belli ki Hank, renklere düşkünlüğü olan biri değil ama en azından dışarıda daha sıcak hava verecek bir dokunuş aradı gözüm doğrusu.
Her şey oldukça sade ama bir o kadar işlevsel düşünülmüş. Gözümü tırmalayan tek şey otobüsün dış kısmı, o gri kısım oldu. belli ki Hank, renklere düşkünlüğü olan biri değil ama en azından dışarıda daha sıcak hava verecek bir dokunuş aradı gözüm doğrusu.
“Merhaba ben Hank. Bir otobüs
satın aldım” cümlesiyle açılan web sayfasında pek çok teknik detay ayrıntısıyla anlatılıyor. Başından beri buna "hikaye", "macera" deyişimin bir nedeni
daha var: Projesini bitirdikten sonra Ağustos 2013 itibariyle ailesi ve
arkadaşlarıyla birlikte 500 millik bir seyahate çıkmış Hank; Ulusal parkları
dolaşıyor ve yolculuğun tadını çıkarıyorlar. web sayfasından yolculuk detaylarına da ulaşmak mümkün..
Yaptığı şey çok anlamlı; fakültenin
–belli ki danışman hocasının da katkılarıyla- bu projeye onay vermesi ve
Hank’in yaşayarak öğrenip sonra bize mimarlık eğitiminin handikaplarını çooook
uzak yollardan ses verip anlatması açısından kıymeti büyük. Teori iyidir, ama pratik
çok çok daha iyidir. Bunu sık sık unutuyoruz.. Bu blogda aslında mimar olmayıp da
kendi yaşam alanlarını inşa eden insanlardan söz ediyorum çoklukla, ben de
eminim ki kağıt üzerinde ya da maketlerle çalışan pek çok mimarlık
öğrencisinden daha fazla teknik detaya vakıf bu insanlar. Çünkü pratik, hakikaten
çok önemli. Hank, bu proje sırasında özellikle de elindeki malzeme, bir yaşam alanı
olarak üretilmediğinden çeşitli teknik sorunlarla karşılaşmış ama bunlarla
başedebilmeyi tam da bu sırada öğrenmiş. Umarım gönül verdiği işlerle ilgili
teoride uğraşan hepimiz, bir gün pratikte onları gerçekleştirme imkanı buluruz.
Şimdilik Hank'in evine bir göz atmak ve projenin nasıl bugünlere geldiğini kendisinden dinlemek isterseniz şu videoları izleyin derim:
http://www.youtube.com/watch?v=dSB94okeFWE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder