bogdan pekalski insanların kendi yaşam alanlarını inşa edebilmesinden yana olanlardan bir polonyalı. önceleri bahçe tasarımı ve iç mimari üzerine çalışan pekalski, altı yıl kadar önce krywcza'da küçük bir arazi satın alıp işte bu güzel evi "hobbitowa"yı yapmış. güzelliği, pekalski'nin hayallerinde yaşattığı, belki yatmadan önce gözünde canlanan o yuva olmasından geliyor. ama en sonunda öyle bir yere dönüşmüş ki bana kalırsa sadece onun hayal evi olmaktan çıkıp pek çoğumuz için de "hayali kurulası ev" olmuş. tahmin edeceğiniz gibi planlarını o çizmiş, tasarlamış ve inşa etmiş. inşa ederken muhtemelen en büyük zorluğunu çektiği şey, evin mimarisini toprağın topografyasına uydurmaya çalışmak olmuştur. Çünkü epeyce deneme yanılmayla dolu geçmiş inşa süreci.
pekalski içinden geçtiği süreci "inanması güç ama eğer hayallerinizi takip eder ve yeterince zaman ayırıp sabrederseniz her şey mümkün görünüyor" diyerek anlatıyor.
her ne kadar artık büyük ev daha makbulmüş gibi düşünülse de bu ev bir oturma odası, bir banyo ve iki yatak odasıyla yalnızca 45 metrekare. yapıda kullanılan temel iskelet, bölgede yetişen söğüt ağaçlarından elde edilmiş. iç kısmın sıvası kil, dış kısımda ise kireç, cob (daha önce sözü geçtiği gibi saman ve kil karışımı) ve taşlar kullanılmış. Zeminde ise yine ahşap tercih edilmiş.
beni en çok büyüleyen evin oturma odası oldu. (şu oturma odası lafından da nefret ediyorum. ingilizcedeki living room daha iyi değil mi sizce de? salon desen o hepten anlamsız. neyse..) buradaki açık mutfak ısınmayı kolaylaştırması açısından iyi bir tercih. zira geleneksel odun sobası iki tarafı da yeter derecede ısıtıyor.
oturma odasını bu kadar öne çıkarıp banyo detayını atlamak istemem. banyo da içerideki her şey gibi kendine has ve bir o kadar güzel olmuş.
bu arada belirtmeden geçmeyeyim, evin kendi su kuyusu var, ayrıca atık sular da tekrar kullanılıyor ve elektrik için ise güneşten yararlanan fotovoltaik sistem kullanılmış.
mutfağı da içeren bu ana yaşam alanında en hoşuma giden şey büyüklüğü oldu. güneş ışığını en iyi alacak cepheye yerleştirilmiş bu pencereler, büyüklüğüyle güzel bir ışık ve muhtemelen bir o kadar güzel ısı da sağlıyor. baktığımda içimin açılmasının sebeplerinden biri de bu ışık oldu.
evin fotoğraflarında sizin de farkedeceğiniz gibi en dikkat çekici şey, ana iskelet dahil her detayda organik formların kullanılmış olması. bu şekilde hem son derece canlı, yaşayan ve karakter sahibi bir ev havası oluşturulmuş, hem de içinde bulunduğu coğrafyayla tamamen uyum içinde görünüyor. çimen çatı kullanılmış olması da bu uyumu pekiştirmiş tabii.
bogdan pekalski'nin hobbitowa'sıyla ilgili çok ingilizce yazı bulmak mümkün değilse de ben detaylardan çok tasarımla ilgilendim. ilgilenmekle kalmayıp kendimi o güzel pencere önünde oturup kitap okurken, kar izlerken, soba çıtırtısı dinlerken hayal ettim :) kendi hobbitowa'mı yapana kadar bu hayallerle idare edecek gibi görünsem de her biri ilham verdiği için teker teker hepsine ve pekalskiye de selam olsun!
benim hayalimdi hobbitlerin evlerini yapmak kendim icin gerci gandalf gibi kalirdim icinde ama yine de bahcemde antalyada deniycem tesekkurler paylasiminiza
YanıtlaSil