11 Kasım 2011 Cuma

Londra'nın göbeğinde bir yüzen komün



Buraya yazmak için sırada beklettiğim yazılardan bazıları yüzen evlerle ilgili. Bunların kimisi yalnızca tasarımlarıyla, kimisi hem tasarım hem yaşam biçimleriyle öne çıkıyor. Fakat sırada bekleyenlerden biri olmasa da hepsinin önüne geçen, bu yazının konusu CHUG oldu.
CHUG, aslında tamamen başka bir yaşam biçiminin mümkünlüğünü gösteren bir topluluk. Bu bloğun içeriğinin aksine, teknik anlamda hiçbir özel niteliği yok yaşam alanlarının. Ama yaşam biçimleri gerçekten dikkate değer.



CHUG üyeleri (Canals in Hackney Users' Group), Londra'da Hackney kanalında yaşamını sürdüren bir "yüzen komün". Bünyelerinde 14 yüzen ev, bir bisiklet parkı, yüzen bir bahçe ve çeşitli (elbette yüzebilen) hayvanlar barındırıyor.
Topluluğun evleri, aslında bu kanallarda hammadde ve akaryakıt taşımak için üretilmiş botlardan dönüştürülmüş..



1983'te bölge insanları bir araya gelerek Hackney'in kanallarını orada yaşayan herkesin yararına kullanmak için harekete geçmiş. Ana gündemleri de çevre, eğitim ve planlama olmuş. Bu şekilde bir araya gelen topluluğun bugün geldikleri nokta ise gerçekten çok çarpıcı.
Londra'nın ortasında, hep birlikte ürettip paylaştıkları, ihtiyaçlarını kendi bünyelerinde karşılayabilen bir yaşam kurmayı başarmışlar. Hep birlikte tüketmek üzere; ıspanak, marul, soğan, patates, domates, böğürtlen, ahududu, fasulyeden tutun da, baharatlara, hatta enginara kadar pek çok sebze ve meyve üretiyorlar. Ördek besliyorlar..


Yakın zamanda, bu yeşil köşeleriyle -jürilerinden birinin de ünlü botanist David Bellamy olduğu- bir kurul tarafından çevre ödülüne layık görülmüşler. CHUG üyelerinden Tim Storey; "Başta bu işin gereklilikleri hakkında çok fazla fikir sahibi değildik. Ama kısa zamanda havalandırma, direnaj gibi konularda uzman olduk" diyerek geçirdikleri dönüşümü çok güzel özetlemiş..
Topluluğun bünyesinde bir de bisiklet park yeri var, burası da Londra'nın her an yağabilecek havasında bisikletini yağmurdan korumak isteyenlere hizmet veriyor.
Her zaman bir komünün parçası olmak nasıl muhteşem bir şeydir kimbilir diye düşünmüş biri olarak, bu kadar nevi şahsına münhasır bir yüzen komünü yakından görmeyi de çok isterdim. Şimdilik fotoğraflar:

4 yorum:

  1. Wooow, gercekten cok etkileyici! Bayildim! Ne guzel bir sey yapmislar. Ben de hep komun hayatina ozenmisimdir. Paylasim icin tesekkurler!

    YanıtlaSil
  2. Ben de bayıldım, şahane bir şey başarmışlar, ne keyifli görünüyor hayatları :)

    YanıtlaSil
  3. Ingiltere'de hemen hemen her sehirde var bu gemiler icinde hayat. Cambridge'de yasadim bir donem ve oradakilere bayiliyordum. Icinde de her tur luks var. Istedikleri zaman Ingiltere'nin her kosesine gidebiliyorlar. Cunku Victoria doneminde butun ulke su yollari ile donatilmis. Tek dezavantaji cok pahallilar!

    YanıtlaSil
  4. Pahallilik konusunda unuttugum bir nokta daha var. Nehir kenarina yanasma vergisi de oduyorlar belediyelere. Merkezde ya da merkeze cok yakin oldugu icin yanastiklari yerler, o da epeyce yuklu oluyor!

    YanıtlaSil