20 Temmuz 2012 Cuma

Çöpten Bir Kale


Resimde gördüğünüz bu sevimli yapı "Çöp Kale" (junk castle). Tamamı atık malzemelerden elde edildiği içinse maliyeti 500 doların bile altında olmuş. Kulağa gerçekten çok uzak geliyor değil mi? Ama bu doğru.. Bir lise öğretmeni, yazar ve sanatçı olan Victor Moore 1970'de güzel sanatlar okurken hazırladığı tez için inşa etmiş bu çöpten kaleyi.. Her bir parçası çevredeki çöplüklerden toplanmış tam anlamıyla geri dönüştürülmüş bir yapı!
İçinde neler kullanılmamış ki.. Metal levhalar, teneke, çamaşır makinesi parçaları, kurutma makinesi kapakları, karyolalar, 1952 model bir arabanın kapısı.. ve daha kimbilir ne gibi parçalar.. 



Bugün turistik bir uğrak yeri haline gelmiş bu yapı, Victor Moore'un yaptığı her röportajdan sonra neredeyse insan akınına uğramış.. Victor Moore bir röportajında, elbette bu ilgiden gurur duyduğunu ama sürekli etrafta, çevreden bir şeyler toplamaya çalışan insanlar bulduğunu söylüyor. Sanırım böyle bir yapıyı görüp de aynı hevese kapılmamak imkansız.. Tüm bu atık toplama hevesi, arazinin havasından olmasa gerek.. 
Çöp kale, internette de sık sık karşılaşılan bir benzetmedeki gibi gerçekten Disney yapılarını andırıyor. Bir disney yapısı kadar güzel ama bir o kadar da alışılmadık.. 
Bu ilginç yapının, kendisi kadar ilginç bir hikayesi de var. O yıllarda kent yönetimi kanunlarına göre maliyeti 500 doların altında olan yapılar için, inşa izni almaya ihtiyaç yokmuş. Bu sayede henüz bir master öğrencisi olan Moore, çöplük çöplük dolaşarak 'gerekli' malzemeleri temin edip kolları sıvamış.. Her bir malzemesini kendi elleriyle bulduğu gibi, hepsini de kendi elleriyle inşa etmiş. Bu sayede izin-ruhsat gibi sorunlar yaşamadan, günümüze kadar gelen bu çarpıcı kaleyi inşa edebilmiş.



Moore, bu kalede yaşamamış olsa da, aynı arazi üzerinde ailesiyle birlikte yaşadığı ve benzer şekilde atık malzemelerden inşa edilmiş bir eve de sahip. Bugün arazinin yeni bir sahibi var ama araziye girdikten sonra Moore'un ailesiyle, arkadaşlarıyla inşa ettiği evini ve diğer yapıları da görmek mümkün.



Bu gibi yapıların en güzel yanı, insana heyecanlı bir cesaret vermesi olmalı.. İnsanları, bir şekilde hiçbir çekincesi olmaksızın ve müthiş bir heyecanla, kendi tasarladıkları bir yapı için çöpten parçalar toplamaya götüren motivasyon ve tutkuya hayran olmamak elde değil. Çünkü gerçekten çoğumuz için, bu kirlenmiş algılarımızla, çöpte gördüğümüz -örneğin bir kurutucu kapağını- evin bir parçası yapma fikri çok uzak ve bir yandan da zor. O yüzden Victor Moore ve onun gibi diğer pek çok insana müthiş bir hayranlık ve saygı duyuyorum. Yapıyla ilgili internette çok fazla kaynak yok, olanlar da kısaca hep aynı şeyleri söylüyor. Fakat kaynak olarak kullanılabilecek kitaplar var: Jim Christy-"Strange Sites", John Maizels-"Fantasy Worlds" ve "Fantastic Architecture" bunlardan birkaçı.


Unutmamak gerek: Birinin çöpü diğerinin evi, hatta kalesi olabilir!

2 yorum:

  1. Masal evi gibi.
    Bi de aklıma Ian McKellen'ın oynadığı neverwas diye bi film vardı, o geldi. McKellen bir şizofreni canlandırıyordu ve kendini Neverwas'ın kralı sanıyordu. Ormanda kendi yaptığı bir "şatosu" vardı. Tıpkı bu ev gibi. Cam şişelerle harika duvar dekorları, virayları falan vardı o evde yanlış hatırlamıyorsam.

    YanıtlaSil
  2. aa izlemedim o filmi, bulayım da izleyeyim :) güzelmiş :)

    YanıtlaSil