15 Haziran 2017 Perşembe

matmata'nın kuyu evleri


Bizler yeraltı evlerine, hatta yeraltı şehirlerine coğrafyamız itibariyle çok da yabancı sayılmayız. şu an bile pek çoğumuzun aklına hiç değilse kapadokya gelmiştir.
malum ki sıcak hava şartlarının çetin olduğu coğrafyalarda mağara evler, yeraltı evleri yaşamı çok daha konforlu kılıyor. bir kere doğal bir yalıtıma sahip oluyorsunuz, daha güvenli ve her şeyin ötesinde mümkün olduğunca da doğayla iç içe.



bu fotoğraflarda gördüğünüz geleneksel mağara evleri -ki ben kuyu evler diyeceğim- tunus'un matmata berberilerinin elinden çıkma. matmata tunus'un güneyinde küçük bir bölge. tahmin edilebileceği gibi son derece yüksek hava sıcaklıkları yerli halkı işte bu evlerde yaşamaya yöneltmiş. her ne kadar mağara ev olarak ifade ediliyor olsalar da, tam da az önce bahsettiğim gibi kuyu ev demek daha doğru olur. çünkü bu evler, yerde büyük bir kuyu kazılıp, dairesel kuyunun etrafına odalar yapılarak inşa ediliyor. başka bir deyişle yer altında evler oyuluyor. evlerin inşası için başta kazılan kuyu ise sonradan avlu görevi görüyor. hatta olay bu kadarla kalmıyor; bu avlular da koridorvari geçitlerle birbirine bağlanıyor ve evler birbiriyle bu şekilde ilişkilendiriliyor. aslında biraz hantal da olsa bu geçitlerle inşa edilmiş bir yeraltı labirentinden söz edilebilir.



peki nasıl oluyor da oyulabiliyor bu zemin? aslında bunu -tahmin edebileceğiniz gibi- kolayca el aletleriyle oyulabilen kumtaşı yapısı sağlıyor. kolay oyulabiliyor olsalar da yüzyıllardır dayanan evlerin varlığına bakılırsa yeterince sağlam bir yapısı da olmalı. kaynaklara göre bölgede tunuslular bu tarz evleri binlerce yıldır inşa etmekte..



elbette bu geleneksel yapılar bugün çoğunlukla turistik merkezler olarak yaşamına devam ediyor. berberilerin kendilerini daha güvende hissettiği tarihlerden itibaren bu evlerin yapımında azalmalar başlamış ve yine kısmi serinlik ve yalıtım sağlayabilecekleri ama bu kez yerin altında olmayan evler inşa etmeye yönelmişler. bu geleneksel yapılardan bir kısmı bugün otel olarak da hizmet veriyor. hatta sidi driss isimli otel star wars'da luke skywalker'ın evi olarak da kullanılmış.


sahiden de -en azından fotoğraflara bakıldığında- fantastik bir havası var bu yerleşkelerin. ne yalan söyleyeyim önce bir kuyu kazıp, oraya odalar oyup kazdığın kuyuyu bir de avlu edinmek tatlı fikirmiş. kendi kazdığı kuyuya düşmek her zaman da berbat bir şey olmasa gerek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder